Madde 2 - Aslİye Hukuk Mahkemelerİnİn Görevİ
HMK
|
MADDE 2 - (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme
bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da
görevlidir.
|
Madde Gerekçesi
|
Maddenin birinci fıkrasında, mal varlığı haklarına
ilişkin davalarda, yani konusu para olan yahut parayla ölçülebilen bir şey
olan davalarda görevli mahkemenin tayininde dava konusunun davanın açıldığı
tarihteki değerinin veya tutarının esas alınacağı hüküm altına alınmıştır. Bu
madde çerçevesinde, davanın açılmasından sonraki aşamada dava konusunun
değerinde yahut tutarında meydana gelen artma yahut azalmalardan, başlangıçta
dava konusunun davanın açıldığı tarihteki değeri yahut tutarı esas alınmak
suretiyle belirlenmiş bulunan mahkemenin etkilenmeyeceği hususu
vurgulanmıştır. Sözü edilen hüküm, 1086 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
ikinci fıkrasındaki kuralla da, bu bağlamda paralellik arz etmektedir.
İkinci fıkra ise görevli mahkemenin belirlenmesinde dava
konusunun çıplak değerinin yahut tutarının esas alınacağı; faiz, icra
tazminatları, yargılama giderleri ile takip giderlerinin hesaba katılmayacağı
hususu hüküm altına alınmıştır. Anılan yasal düzenleme, 1086 sayılı Kanunun 1
inci maddesinin ikinci fıkrasındaki bu konuyla ilgili düzenlemeyle de
paralellik göstermektedir.
|
Değişiklik Önerge Gerekçesi
|
Bugüne kadar, malvarlığına ilişkin davalarda sulh
hukuk ve asliye hukuk arasında miktara göre yapılan ayırım birçok soruna yol
açmıştır.
Bu ayırımın pratik ihtiyaçlara da tam olarak cevap
verdiği söylenemez. Ayrıca aynı konuda karar vermeye yetkili olan bir
mahkemenin, miktarın azlığı ya da çokluğuna göre yapacağı inceleme,
harcayacağı zaman ve kullanacağı bilgi özünde değişiklik göstermemektedir.
Sadece rakamsal olarak vereceği karar değişmektedir. Böyle bir durumda, salt
miktardaki azlığın veya çokluğun görev yönünden bir öneminin olmaması
gerekir. Uygulamada miktar ve değere bağlı görev sınırının tespitinde ortaya
çıkan sorunlar sebebiyle görevsizlik kararları verilmekte ve davalar sırf bu
yüzden gereksiz yere uzamaktadır. Esasen hak arayan kişi bakımından bu
sınırın hiçbir önemi de yoktur, onun için önemli olan onun hakkının yerine
gelmesidir. Bu sınıra ilişkin peryodik değişikliklerde diğer bir sorun olup,
zaman zaman karışıklığa yol açabilmektedir. Bu sebeple malvarlığına ilişkin
davalarda sulh hukuk asliye hukuk arasındaki ayrım kaldırılması, kanunlarda
belirtilen istisnalar dışında malvarlığına ilişkin davalarda asıl görevli
mahkemenin asliye mahkemesinin uygun olacağı düşünülmüştür.
|
HUMK
|
MADDE 1- Değişik madde: 26.2.1985 t. 3156 s. K. m.1
Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir.
Görev, dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise, görevli
mahkemenin tespitinde, davanın açıldığı gündeki değer esas tutulmak üzere,
aşağıdaki maddeler hükümleri uygulanır. Faiz, icra tazminatı ve giderler
görevin tespitinde hesaba katılmaz.
|
MADDE 2
Müddeabih para ise mahkemenin vazifesini tayinde miktarı esas
ittihaz olunur.
Müddeabih başka bir şey olup da iki taraf kıymetinde
uzlaşmazlarsa kıymeti davanın ikame edildiği mahkeme tarafından takdir ve
tayin olunur.
Haciz ve iflas muamelatından dolayı ikame edilecek istihkak
davaları hakkındaki ahkam mahfuzdur.
|
MADDE 3
Müddeabih, birden ziyade ise miktar ve kıymetlerinin mecmuu esas
ittihaz olunur. Müddeabih bir tarafın birini ifa veya istifada muhayyer
olduğu iki veya daha ziyade şeylerden biri ise bunlardan hangisinin kıymeti
ziyade ise yalnız o nazarı dikkate alınır.
Hakkı hiyar muayyen para ile diğer şeye taallük ettiği halde
mahkemenin vazifesini tayinde yalnız para esas ittihaz olunur.
|
MADDE 4
Alacağın bir kısmı dava olundukta, eğer
son kısım ise, mahkemenin vazifesini tayinde müddeabihin kıymetine bakılır.
Son kısım olmadığı ve alacağın tamamı da
münazaalı olduğu takdirde alacağın tamamı nazarı itibare alınır.
Alacağın tamamı münazaalı değilse dava
olunan kısma bakılır.
|
MADDE 5
Mütekabil davanın miktar veya kıymeti asıl davanın miktar veya
kıymetinden çok ise mütekabil davanın kıymeti esastır.
|
MADDE 6
Bir mülkün diğer bir mülke karşı irtifak hakkı dava olunduğu
takdirde işbu hakkın mütaallik olduğu iddia olunan mülke temin ettiği ziyadei
kıymetle diğer mülke iras ettiği noksan kıymetten hangisi çok ise vazife
onunla taayyün eder.
|
Kaynak Kanun
|
§ 2 ZPO - Bedeutung
des Wertes
|
Kommt es nach den Vorschriften dieses Gesetzes oder des
Gerichtsverfassungsgesetzes auf den Wert des Streitgegenstandes, des
Beschwerdegegenstandes, der Beschwer oder der Verurteilung an, so gelten die
nachfolgenden Vorschriften.
|
§ 3 ZPO -
Wertfestsetzung nach freiem Ermessen
|
Der Wert wird von dem
Gericht nach freiem Ermessen festgesetzt; es kann eine beantragte
Beweisaufnahme sowie von Amts wegen die Einnahme des Augenscheins und die
Begutachtung durch Sachverständige anordnen.
|
§ 4 ZPO
Wertberechnung; Nebenforderungen
|
(1) Für die Wertberechnung ist der Zeitpunkt der Einreichung der
Klage, in der Rechtsmittelinstanz der Zeitpunkt der Einlegung des
Rechtsmittels, bei der Verurteilung der Zeitpunkt des Schlusses der
mündlichen Verhandlung, auf die das Urteil ergeht, entscheidend; Früchte,
Nutzungen, Zinsen und Kosten bleiben unberücksichtigt, wenn sie als
Nebenforderungen geltend gemacht werden.
|
Kaynak Kanun - GVG
|
§ 71
[Zuständigkeit in Zivilsachen in 1. Instanz] GVG
|
(1) Vor die Zivilkammern, einschließlich der Kammern
für Handelssachen, gehören alle bürgerlichen Rechtsstreitigkeiten, die nicht
den Amtsgerichten zugewiesen sind.
(2) Die Landgerichte sind ohne Rücksicht auf den
Wert des Streitgegenstandes ausschließlich zuständig
1. für die Ansprüche, die auf Grund der Beamtengesetze
gegen den Fiskus erhoben werden;
2.für die Ansprüche gegen Richter und Beamte wegen
Überschreitung ihrer amtlichen Befugnisse oder wegen pflichtwidriger
Unterlassung von Amtshandlungen;
3.für Ansprüche, die auf eine falsche, irreführende
oder unterlassene öffentliche Kapitalmarktinformation, auf die Verwendung
einer falschen oder irreführenden öffentlichen Kapitalmarktinformation oder
auf die Unterlassung der gebotenen Aufklärung darüber, dass eine öffentliche
Kapitalmarktinformation falsch oder irreführend ist, gestützt werden;
4.für Verfahren nach
a)[aufgehoben]
b)den §§ 98, 99, 132, 142, 145, 258, 260, 293c und
315 des Aktiengesetzes,
c)§ 26 des SE-Ausführungsgesetzes,
d)§ 10 des Umwandlungsgesetzes,
e)dem Spruchverfahrensgesetz,
f)den §§ 39a und 39b des Wertpapiererwerbs- und
Übernahmegesetzes.
(3) Der Landesgesetzgebung bleibt überlassen,
Ansprüche gegen den Staat oder eine Körperschaft des öffentlichen Rechts
wegen Verfügungen der Verwaltungsbehörden sowie Ansprüche wegen öffentlicher
Abgaben ohne Rücksicht auf den Wert des Streitgegenstandes den Landgerichten
ausschließlich zuzuweisen.
(4) Die Landesregierungen werden ermächtigt, durch
Rechtsverordnung die Entscheidungen in Verfahren nach Absatz 2 Nr. 4
Buchstabe a bis e einem Landgericht für die Bezirke mehrerer Landgerichte zu
übertragen, wenn dies der Sicherung einer einheitlichen Rechtsprechung dient.
Sie können die Ermächtigung auf die Landesjustizverwaltungen übertragen.
|
Kaynak Kanun – sZPO
|
Art. 91 sZPO Grundsatz
|
1 Der Streitwert wird durch das Rechtsbegehren
bestimmt. Zinsen und Kosten des
laufenden Verfahrens oder einer allfälligen
Publikation des Entscheids sowie allfällige
Eventualbegehren werden nicht hinzugerechnet.
2 Lautet das Rechtsbegehren nicht auf eine bestimmte
Geldsumme, so setzt das
Gericht den Streitwert fest, sofern sich die
Parteien darüber nicht einigen oder ihre
Angaben offensichtlich unrichtig sind.
|
Yorumlar
Yorum Gönder