BİRİNCİ BÖLÜM - GÖREV, YETKİ VE YARGI YERİ BELİRLENMESİ
MADDE 1 - Görevin belirlenmesi ve niteliği
MADDE 2 - Asliye hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 3 - Ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında görev
MADDE 4 - Sulh hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 5 - Genel kural
MADDE 6 - Genel yetkili mahkeme
MADDE 7 - Davalının birden fazla olması hâlinde yetki
MADDE 8 - Bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak davalarda yetki
MADDE 9 - Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması hâlinde yetki
MADDE 10 - Sözleşmeden doğan davalarda yetki
MADDE 11 - Mirastan doğan davalarda yetki
MADDE 12 -Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki
MADDE 13 - Karşı davada yetki
MADDE 14 - Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki
MADDE 15 - Sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki
MADDE 16 - Haksız fiilden doğan davalarda yetki
MADDE 17 - Yetki sözleşmesi
MADDE 18 - Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları
MADDE 19 - Yetki itirazının ileri sürülmesi
MADDE 20 - Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler
MADDE 21 - Yargı yeri belirlenmesini gerektiren sebepler
MADDE 22 - İnceleme yeri
MADDE 23 - İnceleme usulü ve sonucu
MADDE 2 - Asliye hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 3 - Ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında görev
MADDE 4 - Sulh hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 5 - Genel kural
MADDE 6 - Genel yetkili mahkeme
MADDE 7 - Davalının birden fazla olması hâlinde yetki
MADDE 8 - Bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak davalarda yetki
MADDE 9 - Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması hâlinde yetki
MADDE 10 - Sözleşmeden doğan davalarda yetki
MADDE 11 - Mirastan doğan davalarda yetki
MADDE 12 -Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki
MADDE 13 - Karşı davada yetki
MADDE 14 - Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki
MADDE 15 - Sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki
MADDE 16 - Haksız fiilden doğan davalarda yetki
MADDE 17 - Yetki sözleşmesi
MADDE 18 - Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları
MADDE 19 - Yetki itirazının ileri sürülmesi
MADDE 21 - Yargı yeri belirlenmesini gerektiren sebepler
MADDE 22 - İnceleme yeri
MADDE 23 - İnceleme usulü ve sonucu
(1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin
kurallar, kamu düzenindendir.
(1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına
ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine
bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye
hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.
(1) Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer
sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine
yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin
davalara asliye hukuk mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan
sebeplerden doğan aynı tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm
uygulanır. 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri
saklıdır.
(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına
bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak
üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm
uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine
ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik
olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk
hâkimini görevlendirdiği davaları,
görürler.
(1) Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin
hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir.
(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın
açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
(2) Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu
hükümlerine göre belirlenir.
(1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri
mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı
hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer
mahkemesinde bakılır.
(2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan
birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek
amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili
davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı
verir.
(1) Memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara
karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir
süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesi de yetkilidir.
(1) Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili
mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir.
Ancak, diğer özel yetki hâlleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına
ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de
açılabilir.
(1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde
de açılabilir.
(1) Aşağıdaki davalarda, ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin
yetkilidir:
a) Terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin
geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle
istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden
kaynaklanan davalar.
b) Terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm
davalar.
(2) Terekede bulunan bir mal hakkında açılmak istenen istihkak davası,
terekenin yazımı ve tespiti zamanında mal nerede bulunuyorsa, orada da
açılabilir.
(3) Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine
ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de
yetkilidir.
(1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde
değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma
hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
(2) İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan
taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
(3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin
bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir.
(1) Kesin yetkinin söz konusu olmadığı hâllerde, asıl davaya bakan
mahkeme, karşı davaya bakmaya da yetkilidir.
(1) Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer
mahkemesi de yetkilidir.
(2) Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle
sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut
üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel
kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
(1) Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya
niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra
ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya
şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de
açılabilir.
(2) Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh
veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin
yetkilidir.
(3) Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz.
(1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın
meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin
yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek
bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili
kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle
belirlenen bu mahkemelerde açılır.
(1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile
kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz.
(2) Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması,
uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması
ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.
(1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını,
davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da
mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap
dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili
mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi
takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
(3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.
(4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne
uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle
gelir.
(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan
birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın
kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının
tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak,
dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi
gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar
verilir.
İptal:
E. 2015/96 K. 2016/9 10.02.2016 t. AyM K. ile "bu karar verildiği anda
kesin ise bu tarihten," ibaresi iptal edilmiştir.
(2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye
gönderir.
(1) Aşağıdaki hâllerde, davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri
belirlenmesi yoluna başvurulur:
a) Davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin davaya bakmasına
herhangi bir engel çıkarsa.
b) İki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesi
konusunda bir tereddüt ortaya çıkarsa.
c) İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna
başvurulmaksızın kesinleşirse.
ç) Kesin yetki hâllerinde, iki mahkeme de yetkisizlik kararı verir ve bu
kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse.
(1) Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına herhangi bir engel bulunduğu
yahut iki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesinde
tereddüt ortaya çıktığı takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece
mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için
Yargıtaya başvurulur.
(2) İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak
verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde,
görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya
Yargıtayca belirlenir.
(1) Yargı yerinin belirlenmesine ilişkin inceleme dosya üzerinden yapılabilir.
(2) Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri
belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye
ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.
Yorumlar
Yorum Gönder