ÜÇÜNCÜ AYIRIM - Davanın İhbarı ve Davaya Müdahale
MADDE 62 - İhbarın şekli
MADDE 63 - İhbarda bulunulan kişinin durumu
MADDE 64 - İhbarın etkisi
MADDE 65 - Asli müdahale
MADDE 66 - Fer'î müdahale
MADDE 67 - Fer’î müdahale talebi ve incelenmesi
MADDE 68 - Fer’î müdahilin durumu
MADDE 69 - Fer’î müdahalenin etkisi
MADDE 70 - Cumhuriyet savcısının davada yer alması
(1)
Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin
kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı
üçüncü kişiye ihbar edebilir.
(2) Dava
kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda
bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir.
(1) İhbar
yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve
yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir.
(2) Davanın
ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi
gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez.
(1) Dava
kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf
yanında davaya katılabilir.
(1) İhbar
edilen davada verilen hükmün ihbar eden kişiye etkisi hakkında 69 uncu maddenin
ikinci fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
(1) Bir
yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia
eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın
taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.
(2) Asli
müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.
(1) Üçüncü
kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı
olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer
alabilir.
(1) Müdahale
talebinde bulunan üçüncü kişi, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale
sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur.
(2) Müdahale
dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla
birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale
talebi hakkında karar verir.
(1) Müdahale
talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren
takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya
savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı
olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir.
(2) Mahkeme,
katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ
eder.
(1)
Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir.
(2) Fer’î
müdahilin, tarafla rücu ilişkisinde, asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış
karar verildiği iddiası dinlenilmez. Ancak, müdahil, zamanında ihbar
yapılmadığı için davaya geç katıldığını veya yanında katıldığı tarafın iddia ve
savunma imkânlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen
iddia ve savunma imkânlarının, tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını
belirterek, yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri
sürebilir.
(1)
Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça öngörülen hâllerde, hukuk davası açar veya
açılmış olan hukuk davasında taraf olarak yer alır.
(2)
Cumhuriyet savcısı, resmî dairenin bildirimine rağmen dava açmaz ise ihbar eden
resmî daire, Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza
merkezine en yakın kıdemli asliye hukuk mahkemesi hâkimine itiraz edebilir. Bu
hususta 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 172 ve 173
üncü maddeleri kıyasen uygulanır.
(3)
Cumhuriyet savcısının yer aldığı dava ve işler üzerinde taraflar serbestçe
tasarruf edemezler.
Yorumlar
Yorum Gönder