ÜÇÜNCÜ BÖLÜM - HAKİMİN YASAKLILIĞI, REDDİ VE HUKUKİ SORUMLULUĞU
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Hâkimin Yasaklılığı, Reddi ve Hukuki Sorumluluğu
MADDE 34 - Yasaklılık sebepleri
MADDE 35 - Çekinme kararının sonuçları
MADDE 36 - Ret sebepleri
MADDE 37 - Hâkimin bizzat çekilmemesi hâli
MADDE 38 - Ret usulü
MADDE 39 - Çekilme kararının incelenmesi
MADDE 40 - Ret talebini incelemeye yetkili merci
MADDE 41 - Ret talebinin geri çevrilmesi
MADDE 42 -Ret talebinin incelenmesi
MADDE 43 - Ret talebine ilişkin kararlara karşı istinaf
MADDE 44 - Ret talebine ilişkin kararların temyizi
MADDE 46 - Devletin sorumluluğu ve rücu
MADDE 47 - Davaların açılacağı mahkeme
MADDE 48 - Dava dilekçesi ve davanın ihbarı
MADDE 49 - Davanın reddi hâlinde verilecek ceza
(1) Hâkim, aşağıdaki hâllerde davaya bakamaz; talep olmasa bile çekinmek zorundadır:
a) Kendisine ait olan veya doğrudan doğruya ya da dolayısıyla ilgili olduğu davada.
b) Aralarında evlilik bağı kalksa bile eşinin davasında.
c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyunun davasında.
ç) Kendisi ile arasında evlatlık bağı bulunanın davasında.
d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasında.
e) Nişanlısının davasında.
f) İki taraftan birinin vekili, vasisi, kayyımı veya yasal danışmanı sıfatıyla hareket ettiği davada.
Çekinme kararının sonuçları
(1) Çekinme kararına karşı üst mahkemeye başvurulabilir. Yasaklama sebebinin doğduğu tarihten itibaren, o hâkimin huzuru ile yapılan bütün işlemler, üst mahkemenin kararı ile iptal olunabilir. Hüküm ve kararlar ise herhâlde iptal olunur. Bu durumda, hâkim yargılama giderlerine mahkûm edilebilir.
(2) Çekinme kararının ilk derece mahkemesi hâkimince verildiği hâllerde, başvuru üzerine bölge adliye mahkemesinin vereceği karar kesindir.
Ret sebepleri
(1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:
a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.
b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.
c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması.
ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması.
d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması.
Hâkimin bizzat çekilmemesi hâli
(1) Hâkim, reddini gerektiren sebeplerden biri varken bizzat çekilmezse, iki taraftan biri ret talebinde bulununcaya kadar davaya bakabilir.
Ret usulü
(1) Hâkimin reddi sebebini bilen tarafın, ret talebini en geç ilk duruşmada ileri sürmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç öğrenmeden sonraki ilk duruşmada, yeni bir işlem yapılmadan önce bu talebini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret talebi dinlenmez.
(2) Hâkimin reddi, dilekçeyle talep edilir. Bu dilekçede, ret talebinin dayandığı sebepler ile delil veya emarelerin açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir.
(3) Hâkimin reddi dilekçesi, reddi istenen hâkimin mensup olduğu mahkemeye verilir.
(4) Ret talebi geri alınamaz.
(5) Hâkimi reddeden taraf, dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirir. Karşı taraf bir hafta içinde cevap verebilir. Bu süre geçtikten sonra yazı işleri müdürü tarafından ret dilekçesi, varsa karşı tarafın cevabı ve ekleri, dosya ile birlikte reddi istenen hâkime verilir. Hâkim bir hafta içinde dosyayı inceler ve ret sebeplerinin kanuna uygun olup olmadığı hakkındaki düşüncesini yazı ile bildirerek, dosyayı hemen merciine gönderilmek üzere yazı işleri müdürüne verir.
(6) Ret sebebi sabit olmasa bile, merci bunu muhtemel görürse, ret talebini kabul edebilir.
(7) Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamaz.
(8) Hâkimi çekilmeye davet, hâkimin reddi hükmündedir.
(9) Bu kararlar aleyhine ancak hükümle birlikte kanun yollarına başvurulabilir.
Çekilme kararının incelenmesi
(1) Hâkim, taraflardan birinin ret talebi üzerine veya kendiliğinden çekilme yönünde görüş bildirirse, ret talebini incelemeye yetkili merci, bu çekilmenin kanuna uygun olup olmadığına karar verir.
Ret talebini incelemeye yetkili merci
(1) Hâkimin reddi talebi, reddi istenen hâkim katılmaksızın mensup olduğu mahkemece incelenir.
(2) Reddedilen hâkimin katılmamasından dolayı mahkeme toplanamıyor ya da mahkeme tek hâkimden oluşuyor ise ret talebi, o yerde asliye hukuk hâkimliği görevini yapan diğer mahkeme veya hâkim tarafından incelenir. O yerde, asliye hukuk hâkimliği görevi tek hâkim tarafından yerine getiriliyorsa, o hâkim hakkındaki ret talebi, asliye ceza hâkimi varsa onun tarafından, yoksa en yakın asliye hukuk mahkemesince incelenir.
(3) Sulh hukuk hâkimi reddedildiği takdirde, ret talebi, o yerdeki diğer sulh hukuk hâkimi tarafından incelenir. O yerde, sulh hukuk hâkimliği görevi tek hâkim tarafından yerine getiriliyorsa, o hâkim hakkındaki ret talebi, bulunma sıralarına göre; o yerdeki sulh ceza hâkimi, asliye hukuk hâkimi, asliye ceza hâkimi, bunların da bulunmaması hâlinde, en yakın yerdeki sulh hukuk hâkimi tarafından incelenir.
(4) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi talebi, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın görevli olduğu dairece karara bağlanır. Hukuk dairelerinin toplanmasını engelleyecek şekildeki toplu ret talepleri dinlenmez.
Ret talebinin geri çevrilmesi
(1) Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir:
a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa.
b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse.
c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.
(2) Bu hâllerde ret talebi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla; tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir.
(3) İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir.
Ret talebinin incelenmesi
(1) Hâkimin reddi talebine ilişkin karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak da verilebilir.
(2) Reddi istenen hâkim, ret hakkında merci tarafından karar verilinceye kadar o davaya bakamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan iş ve davalar bunun dışındadır. Daha önce hakkındaki ret talebi mercice reddolunan hâkimin, aynı durum ve olaylara dayanarak yeniden reddedilmesi hâli, hâkimin davaya bakmasına engel oluşturmaz.
(3) Ret talebinin merci tarafından kabul edilmemesi hâlinde, reddi istenen hâkim davaya bakmaya devam eder.
(4) Ret talebinin, kötüniyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi hâlinde, talepte bulunanların her biri hakkında beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına hükmolunur.
(5) Hâkim hakkında aynı davada aynı tarafça ileri sürülen ret talebinin reddi hâlinde verilecek disiplin para cezası, bir önceki disiplin para cezasının iki katından az olamaz.
(6) Disiplin para cezasının tahsili için, davaya bakan mahkeme, dosyanın geliş tarihinden başlayarak iki hafta içinde gereğini yapar.
Ret talebine ilişkin kararlara karşı istinaf
(1) Esas hüküm bakımından istinaf yolu kapalı bulunan dava ve işlerde, hâkimin reddi talebiyle ilgili merci kararları kesindir.
(2) Esas hüküm bakımından istinaf yolu açık bulunan dava ve işlerde ise ret talebi hakkındaki merci kararlarına karşı tefhim veya tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir; bu hâlde 347 nci madde hükmü uygulanmaz. Bölge adliye mahkemesinin bu husustaki kararları kesindir.
(3) Ret talebinin reddine ilişkin merci kararının bölge adliye mahkemesince uygun bulunmayarak kaldırılması veya ret talebinin kabulüne ilişkin merci kararının bölge adliye mahkemesince uygun bulunması hâlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hâkimce yapılmış olan ve ret talebinde bulunan tarafça itiraz edilen esasa etkili işlemler, davaya daha sonra bakacak hâkim tarafından iptal olunur.
Ret talebine ilişkin kararların temyizi
(1) Esas hüküm bakımından temyiz yolu kapalı bulunan dava ve işlerde, bölge adliye mahkemesi başkan ve üyelerinin reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararları kesindir.
(2) Esas hüküm bakımından temyiz yolu açık bulunan dava ve işlerde ise ret talebi hakkındaki karar, tefhim veya tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz edilebilir. Bu hâlde 347 nci madde hükmü uygulanmaz. Yargıtayın bu husustaki kararı kesindir.
(3) Bölge adliye mahkemesi hâkiminin reddine ilişkin talebin reddi konusundaki kararın temyizi üzerine Yargıtayca bozulması veya ret talebinin kabulüne ilişkin kararın Yargıtayca onanması hâlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hâkimce yapılmış olan ve ret talebinde bulunan tarafça itiraz edilen esasa ilişkin işlemler, davaya daha sonra bakacak olan bölge adliye mahkemesi tarafından iptal olunur.
Zabıt kâtibinin yasaklılığı ve reddi
(1) Davada görevli zabıt kâtibi hakkında 34 ve 36 ncı maddelerde düzenlenen sebeplerden birisiyle ret talebinde bulunulabilir. Ret talebi, zabıt kâtibinin görev yaptığı mahkeme tarafından karara bağlanır. Bu konuda verilecek kararlar kesindir.
(2) Zabıt kâtibi 34 üncü maddedeki sebepleri bildirerek görevden çekinebilir. Bu hâlde gereken karar, görev yaptığı mahkeme tarafından verilir.
(3) Zabıt kâtibinin aynı işte hâkim ile birlikte reddi veya çekinmesinin istenmesi hâlinde, hâkim hakkında ret veya çekinmeyi inceleyecek olan merci, her ikisi hakkında karar verir.
Devletin sorumluluğu ve rücu
(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.
(2) Tazminat davasının açılması, hâkime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması yahut mahkûmiyet şartına bağlanamaz.
(3) Devlet, ödediği tazminat nedeniyle, sorumlu hâkime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder.
Davaların açılacağı mahkeme
(1) Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür. Dava, bu dairenin Başkan ve üyelerinin fiil ve kararlarından dolayı ise yargılama Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinde yapılır. Verilen kararların temyiz incelemesi Hukuk Genel Kurulunca yapılır. Temyiz incelemesine, kararı veren başkan ile üyeler katılamaz.
Değişik fıkra: 01.04.2015 t. 6644 s. K. m.3
(2) Devletin sorumlu hâkime karşı açacağı rücu davası, tazminat davasını karara bağlamış olan mahkemede görülür.
Dava dilekçesi ve davanın ihbarı
(1) Tazminat davası dilekçesinde hangi sorumluluk sebebine dayanıldığı ve delilleri açıkça belirtilir; varsa belgeler de eklenir.
(2) Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hâkime resen ihbar eder.
Davanın reddi hâlinde verilecek ceza
(1) Dava esastan reddedilirse davacı, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm edilir.
Not 21
2003/43 sayılı Birleşmiş Milletler Bangalor Yargı
Etiği İlkeleri – Bağımsızlık
Bu ilkenin uygulaması şu
şekilde açıklanmıştır:
Uygulama:
1.1 Hâkim, doğrudan ya da
dolayısıyla her hangi bir sebeple ya da her hangi bir yerden gelen müdahale,
tehdit, baskı, teşvik ve tüm hâricî etkilerden uzak, hâkimin olayları
değerlendirmesi temelinde, vicdânî hukuk anlayışı ile uyum içerisinde
bağımsız olarak yargısal işlevini yerine getirmelidir.
1.2 Hâkim, genelde
toplumdan, özelde ise karar vermek zorunda olduğu ihtilâfın taraflarından
bağımsızdır.
1.3 Hâkim, yasama ve
yürütme organlarının etkisi ve bu organlarla uygun olmayan ilişkilerden
fiîlen uzak olmakla kalmayıp, aynı zamanda öyle görünmelidir de.
1.4 Hâkim, yargısal
görevlerini yerine getirirken, tek başına karar vermek zorunda olduğu
hususlarda diğer yargıçlardan da bağımsızdır.
1.5 Hâkim, yargının
kurumsal ve eylemsel bağımsızlığını sürdürmek ve arttırmak için, yargısal
görevlerinin ifasına yönelik koruma tedbirlerini almalı ve bunları
artırmalıdır. 1.6 Hâkim, yargı bağımsızlığını sürdürmede esas olan yargıya
yönelik kamusal güveni güçlendirmek amacıyla, yargı etiği ile ilgili yüksek
standartlar sergilemeli ve bunları ilerletmelidir.
Tarafsızlık
“Tarafsızlık, yargı
görevinin tam ve doğru bir şekilde yerine getirilmesinin esasıdır. Bu prensip,
sadece bizâtihî karar için değil aynı zamanda kararın oluşturulduğu süreç
açısından da geçerlidir.” Bu ilkenin uygulanması şu şekilde açıklanmaktadır:
“Uygulama:
2.1 Hâkim, yargısal
görevlerini tarafsız, önyargısız ve iltimassız olarak yerine getirmelidir.
2.2 Hâkim, mahkemede ve
mahkeme dışında, yargı ve yargıç tarafsızlığı açısından kamuoyu, hukuk
mesleği ve dava taraflarının güvenini sağlayacak ve artıracak davranışlar
içerisinde olmalıdır.
2.3 Hâkim, duruşma ve
karar aşamalarında, kendisini yargılamadan zorunlu olarak el çektirecek
olasılıkları makul ölçüler içerisinde asgariye indirecek şekilde hareket
etmelidir.
2.4 Hâkim, önündeki bir
dava veya önüne gelme ihtimâli olan bir konu hakkında, bilerek ve isteyerek;
yargılama aşamasının sonuçlarını veya sürecin açıkça âdilânelik vasfını makul
ölçüler çerçevesinde etkileyecek veya zayıflatacak hiçbir yorumda
bulunmamalıdır. Ayrıca hâkim, herhangi bir şahsın ya da meselenin âdil
yargılanmasını etkileyebilecek alenî olsun veya olmasın herhangi bir yorum da
yapmamalıdır.
2.5 Hâkim, tarafsız olarak
karar veremeyeceği durumda veya makul olarak düşünme yeteneği olan bir kişide
tarafsız olarak karar veremeyeceği izlenimi yaratması halinde, yargılamanın
herhangi bir aşamasına katılmaktan çekinmelidir. Sınırlı sayıda sayılmamakla
birlikte bu durum aşağıdaki ihtimâllerde söz konusu olur:
2.5.1 Hâkimin, yargılama
aşamasında delil kâbilinden tartışılan olaylarla ilgili kişisel bir bilgiye
sahip olması veya davanın bir tarafıyla ilgili gerçek bir önyargı veya
tarafgirlik içerisinde olması veya
2.5.2 Hâkimin ihtilâf
konusu davada, olaya ilişkin bir tanıklığının olması ya da daha önceden bu
konuda avukat olarak hizmet vermiş olması veya
2.5.3 Hâkim ya da hâkimin
ailesinden birisinin ihtilâf konusu dava sonuçlarıyla ilgili ekonomik bir
çıkarının olması. Davaya bakmaya devam edecek yeni bir mahkemenin
kurulamaması halinde veya hiçbir şeyin yapılmamasının durumun aciliyeti
nedeniyle ciddi şekilde adaletsizliğe yol açacağı halde hâkime, görevden el
çektirmek gerekmez.
|
Yorumlar
Yorum Gönder