BİRİNCİ AYIRIM - GÖREV

BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Görev, Yetki ve Yargı Yeri Belirlenmesi
BİRİNCİ AYIRIM
Görev

MADDE 1 - Görevin belirlenmesi ve niteliği
MADDE 2 - Asliye hukuk mahkemelerinin görevi 
MADDE 3 - Ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında görev (İPTAL)
MADDE 4 -Sulh hukuk mahkemelerinin görevi 


BİRİNCİ BÖLÜM
Görev, Yetki ve Yargı Yeri Belirlenmesi
BİRİNCİ AYIRIM
Görev
(1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.

(1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.

(1) Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan sebeplerden doğan aynı tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm uygulanır. 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri saklıdır.

(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları,
görürler.


Not 1
20. YHD, 10.12.2015, 14449/12497

Genel ve özel mahkemenin görevine giren birden fazla talebin ileri sürüldüğü bir dava (objektif dava birleşmesi) söz konusu ise bu durumda, bazı kararlarında, özel mahkemenin, genel mahkemenin görevine giren talep hakkında da karar verebileceği..

Aynı davada, talebin bir bölümü hakkında genel mahkemenin, diğer bölümü hakkında ise özel mahkemenin görevli olması halinde, taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte ise ve söz konusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “yargılama usulüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmuyorsa, bütün talepler hakkında özel yetkili mahkemenin yargılama yaparak uyuşmazlığı çözmesi, hukukun öngörülebilir olmasının, usul ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün gereğidir. Aile mahkemeleri, asliye mahkemeleri ile aynı düzeyde mahkemeler olup aralarında yargılama usulü yönünden esaslı farklılıklar bulunmamaktadır. O halde, yukarıda açıklanan şekilde dava, bir kısım talepler yönünden nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması ve bir kısım talepler yönünden de soybağını ilgilendirir mahiyette ise, nihai talebi bir bütün oluşturan ve biri hakkında verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendiren uyuşmazlığın, bütün olarak özel yetkili aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekir.”

20. HD, 18.12.2017 10685/10685
Dava arkadaşlığının bulunduğu hâllerde de, bir kısım dava arkadaşları hakkında genel mahkemenin bir kısım dava arkadaşları hakkında özel mahkemenin görevli olması durumunda uyuşmazlığın özel mahkemede çözümlenmesi gerektiği..

Aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “Yargılama usûlüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Bu husus, hukukun öngörülebilir olmasının, usûl ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereğidir. O halde, gerek davalı araç sürücüsü ve gerekse de davalı ... şirketinin sorumluluğu aynı maddî olaydan kaynaklanmış ve zarar tek olmakla, davaların birlikte görülmesi zorunludur. Bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan asliye ticaret mahkemesince çözüme kavuşturulması gerekir. Mahkemece, birlikte görülmesi gereken davaların sonradan tefrik edilmesi, göreve ilişkin kuralları değiştirmez.”

(Taş Korkmaz, Akkan, Özekes, Pekcanıtez, 2017, para. I.428)

Kanımızca, eğer genel ve özel mahkemenin görevine giren birden fazla talebin ileri sürüldüğü bir dava (objektif dava birleşmesi) söz konusu ise bu durumda, her bir talep (dava) için, ilgili görevli mahkemede ayrı ayrı dava açılması gerekir. Çünkü görev kuralları Kanun’la belirlenir ve kamu düzenine ilişkindir, bu bağlamda özel mahkemelerin, genel mahkemelerin görevine giren uyuşmazlıkları çözebileceğine ilişkin bir kanunî düzenleme bulunmamaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, dava yığılması yolu ile davacının mahkemenin görevi hakkında tek başına tasarruf edebilmesi ve taleplerinden birisini görevsiz mahkeme önüne götürmesi mümkün değildir. Kanaatimizce, bu durumda davaya bakan mahkemenin, görev alanı dışında kalan talep bakımından görevsizlik kararı vermesi gerekmektedir. Aynı durum karşı dava bakımından da geçerlidir.

(Taş Korkmaz, Akkan, Özekes, Pekcanıtez, 2017, para. I.429)

Ancak, özel mahkemenin görevine giren bir uyuşmazlık hakkında karar verilebilmesi için, başka bir mahkemenin görevine giren konunun ön sorun olarak çözümlenmesi gerekiyorsa davanın açıldığı özel görevli mahkeme bu ön sorunu kendisi hâlledebilir. Örneğin, iş mahkemesinde dava açılmış, fakat bu iş davasında mülkiyet hakkıyla ilgili bir konu, ön sorun olarak karşımıza çıkmışsa iş mahkemesi mülkiyet hakkına ilişkin bu ön sorunu kendisi çözümler.


Yorumlar