Madde 96 - Süre
HMK
|
MADDE 96
(1) Eski hâle getirme,
işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından
itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir.
(2) İlk derece ve istinaf
yargılamalarında, en geç nihai karar verilinceye kadar eski hâle getirme
talebinde bulunmak mümkündür. Ancak, nihai karar bir tarafın yokluğunda verilmişse,
tahkikat aşamasında kaçırılan süreler için kararın verilmesinden sonra da
eski hâle getirme talebinde bulunulabilir.
|
Bu hükümle, eski hâle getirme
talebinin hangi süre içinde yapılacağı düzenlenmiştir. Buna göre, eski hâle
getirme talebi, işlemin süresinde yapılamamasına engel olan sebebin ortadan
kalkmasından itibaren onbeş gün içinde ileri sürülmelidir. Bu süre, 1086 sayılı
Kanunun 168 inci maddesinin birinci fıkrasında on gün olarak öngörülmüştü.
Onbeş günlük süre, eski hâle getirme talebinin ileri sürülmesi için Komisyon
tarafından da yeterli görülmüştür.
İkinci fıkra ile, ilk derece
yargılamasında ve istinaf aşamasında, eski hâle getirme talebinin en geç
mahkemece nihaî karar verilmesine kadar ileri sürülmesi esası kabul edilerek,
talep için nihaî bir süre getirilmiştir. Esasen, bu durum, söz konusu
mahkemelerde, ön sorun olarak ileri sürülmesi ve incelenmesi kabul edilen
eski hâle getirme talebinin niteliği gereği ortaya çıkmaktadır. Ancak nihaî
karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, o tarafın hukukî dinlenilme hakkının
muhafazası açısından, nihaî kararın verilmesinden sonra da, yine onbeş günlük
süreye riayet edilerek eski hâle getirme talebinde bulunulabilecektir.
Yargıtayda ileri sürülecek eski
hâle getirme talepleri açısından ise kural olarak Yargıtayda temyiz süresinin
kaçırılması hâlinde, eski hâle getirme yoluna başvurulacağından, nihaî karar
verilinceye kadar şeklinde bir süre sınırlaması gerekli olmayacaktır.
Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak yargılama yaptığı hâllerde ise zaten
ilk derece mahkemesi için belirtilen kurallar geçerli olacaktır.
|
HUMK
|
MADDE 168
Hali
sabıka irca talebi maniin zevali tarihinden itibaren on gün zarfında usulen
dermeyan edilmedikçe mesmu olmaz.
Tahkikat
esnasında mürur etmiş olan müddetlerin esasa mütedair vicahi hükümden sonra
hali sabıka ircaı talep olunamaz.
|
Kaynak Kanun - sZPO
|
Art. 148 Wiederherstellung
1 Das
Gericht kann auf Gesuch einer säumigen Partei eine Nachfrist gewähren oder zu
einem Termin erneut vorladen, wenn die Partei glaubhaft macht, dass sie kein oder
nur ein leichtes Verschulden trifft.
2 Das Gesuch ist innert zehn Tagen
seit Wegfall des Säumnisgrundes einzureichen.
3 Ist
ein Entscheid eröffnet worden, so kann die Wiederherstellung nur innerhalb
von sechs Monaten seit Eintritt der Rechtskraft verlangt werden.
|
(Pekcanıtez, Akkan,
Taş Korkmaz, Özekes, 2017, para. I.942)
Öte yandan, eski hâle getirme süresinin başlama
tarihi, karşılaşılan engele göre değişir. Her engelin etkilerinin ortadan
kalktığı tarih farklı olduğundan, iki haftalık sürenin başlangıç tarihi de
buna bağlı olarak değişecektir. Ortaya çıkan engel bedensel bütünlüğe
ilişkinse (hastalık, yaralanma veya kriz geçirme) hastalığın veya
yaralanmanın etkisi geçtikten veya taraf kendisine bir vekil atayacak duruma
geldikten sonra engelin kalktığı kabul edilir ve süre işlemeye başlar. Buna
karşılık, doğal bir afet nedeniyle kesin süre kaçırılmışsa eski hâle getirme
süresi bu afetin etkileri ortadan kalktığı tarihten itibaren işleyecektir.
Örneğin, yollar kar nedeniyle kapandığı için bir yerleşim yerine ulaşmak
mümkün olmaktan çıkmışsa eski hâle getirme süresi yolların yeniden ulaşıma
açılmasıyla birlikte işlemeye başlayacaktır.
(Pekcanıtez, Akkan,
Taş Korkmaz, Özekes, 2017, para. I.948)
Mahkeme eski hâle getirme şartlarını
araştırırken re’sen araştırma ilkesi geçerlidir.
Eski hâle getirme sebepleri genelde hukukî
işlemden ziyade, hukukî fiil veya haksız fiile dayandığından kesin delille
(senetle) ispat kuralı uygulanmayacaktır. Bunun bir sonucu olarak, eski hâle
getirme sebeplerinin ispatı için takdiri delillere başvurmak mümkün olacak ve
mahkeme gösterilen delilleri serbestçe takdir edecektir. İspat ölçüsü ise
düşük tutulmalıdır. Bu konuda tam ispat aranmaz, yaklaşık ispat yeterli
sayılır.
|
Yorumlar
Yorum Gönder